Her besinin vücutta farklı bir metabolik faaliyeti olduğu için beslenmedeki çeşitlilik farklı besin öğesi ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına büyük önem taşımaktadır. Biyopsikososyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlanan sağlık için her bir besin ögesinin yeterli ve dengeli alınması şarttır. Özellikle meyveler ve sebzeler içeriğindeki fenolik bileşenler nedeniyle insan sağlığı üzerinde önemli pozitif etkilere sahiptir.
- Polifenoller
Polifenoller büyük ölçüde meyve, sebze, çay, kahve, çikolata, baklagiller ve tahıllarda bulunan fitokimyasallardır. Doğada tanımlanmış 8000’in üzerinde polifenol vardır. Polifenoller, antioksidan özelliklerinin yanında, antiinflamatuar, antidiyabetik ve antihipertansif etki de gösterebilmektedir. Polifenoller gastrointestinal sistemde öncelikle ağızdaki tükürük ile etkileşim göstermektedir. Çoğu polifenol mide asiditesine dayanıklılık gösterirken, protein ve sindirim enzimleriyle kompleks oluşturabilmektedir. Bu sebeple ince bağırsakta emilimleri sınırlıdır. Tam ve kısmi hidrolize olan polifenoller, kolon mikroflorası tarafından yoğun bir biyotransformasyona uğramaktadır. Proteinlere bağlanan polifenoller ve emilmemiş katobolitler vücuttan uzaklaştırılmaktadır.
- Antosiyaninler:
Antosiyaninler, sekonder metabolit sınıfına ait doğal polifenolik bileşenlerdir. 1913 yılında mavi çiçekli Centaura cyanus’ta (Peygamber Çiçeği) ilk antosiyanin yapısal olarak tanımlanmıştır. Antosiyanin kavramı ilk kez 1835 yılında kullanılmış olsa da bu maddelerin pH indikatörü olduğu 1664 yılından beri bilinmektedir. Bitkilerde karşılaşılan en yaygın antosiyaninler; pelergonidin, peonidin, delfinidin, petunidin, siyanidin, malvidin gibi altı ana bileşene ayrılmaktadır. Bunlar bitkilerde; kök, gövde, çiçek, meyve ve sebzelerde bulunarak turuncu, kırmızı, mor ve maviye kadar değişebilen çeşitli renkleri oluşturmaktadır. Antosiyaninler aynı zamanda, bitkiye böcekleri ve diğer hayvanları çekerek tozlaşmaya yardımcı olmaktadır. Antioksidan özellikleri sayesinde yüksek UV ortamında, bitki hücrelerinin zarar görmesini engellemektedir. Bazı çalışmalarda antosiyaninlerin antioksidan aktivitesinin C ve E vitaminlerinden daha yüksek olduğu bildirilmiştir.
- Antosiyaninlerin flavonoid:
Antosiyaninlerin flavonoid veya aglikon birimleri ‘’antosiyanidin’’ olarak adlandırılmaktadır. Antosiyaninlerin flavonoid iskeletine bağlı olan şeker grubu oksijen bağı içerdiği için suda çözünebilme yeteneğine sahiptir. Antosiyanin miktarı en fazla olan meyveler; ahududu, kırmızı ve siyah üzüm çeşitleri, kızılcık, kiraz ve berrylerdir. Sebze grubunda ise en fazla patlıcanda bulunmaktadır. Güvenli alım miktarı ise 50-60 mg/gün olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde alındığı zaman kolon mikroflorasına geçmeden direkt olarak emildiği ve daha fazla biyoyararlanım sağladığı gözlenmektedir.
İnsülin direnci nedir?
İnsülin direnci; endojen ya da ekzojen insülinin periferik dokularda yeterli glikoz alımını ve kullanımını sağlayamamasıdır. Sedanter yaşam tarzının benimsenmesi ve yüksek kalorili beslenme alışkanlığı gibi çevresel etmenlerin yanında, kalıtımla gelen bazı özellikler de insülin direnci oluşmasında rol oynamaktadır. Yapılan çalışmalar antosiyaninlerin insülin direncine karşı önleyici özellikleri olduğunu bildirmektedir.
İnsülin direnci üzerine yapılan çalışmalar
İnsülin direnci olan ve olmayan 32 obez katılımcı üzerinde yapılan bir çalışma, yaban mersini antosiyanininin erkeklerde ve kadınlarda insülin duyarlılığı üzerindeki etkisini değerlendirmiştir. Katılımcılara 6 hafta boyunca günde iki kez 22,5 g (1 gün için toplamda 45 g) yaban mersini antosiyanini içeren ve içermeyen smoothie verilmiştir (yaban mersini antosiyanini verilen grup; n = 15, plasebo grubu; n=17). Çalışmanın sonunda yaban mersini antosiyanini alan grubunun %67’sinde insülin duyarlılığının %10 arttığı saptanmıştır.
Bir diğer çalışma ise, konsantre nar suyu tüketiminin hiperlipidemisi (trigliserid ≥200 mg/ dL) olan 14’ü kadın 8’i erkek toplamda 22 tip 2 diyabetli hastanın lipit profilleri üzerindeki etkisini değerlendirmek üzere yapılmıştır. Hastalar, konsantre nar suyu (KNS) tüketimine başlamadan önce diyetleri hakkında daha ayrıntılı veriler elde etmek için sekiz hafta boyunca takip edilmiştir. Bu ön çalışma döneminde, her on günde bir 24 saatlik besin tüketim kaydı (flavonoid bakımından zengin besin bileşenleri içeren) istenmiştir. Daha sonra hastalar sekiz hafta boyunca 40 g KNS tüketmişlerdir. 8 hafta sonucunda total kolesterol ve LDL’de önemli düşüşler meydana gelirken, HDL değerlerinde önemli bir değişiklik gözlemlenmemiştir.
İnsülin direnci üzerine yapılan çalışma sonuçları
Bir çalışmada, yaban mersini özütü alımının, tip 2 diyabeti olan farelerde, hiperglisemiyi ve insülin duyarlılığını önemli ölçüde iyileştirdiği belirtilmiştir. Bir başka çalışmada ise; saflaştırılmış antosiyanin (C3G) ve metabolit protocatechuic asidin, PPAR (Peroksizom Proliferatör Aktive Edici Reseptör) aktivasyonuna neden olduğu ve ayrıca adipositlerde GLUT4 (Glikoz Taşıyıcı Protein 4) ve adiponektinin up regülasyonunu indüklediği bildirilmiştir. Yaban mersini özütü alımı ile beyaz yağ dokusu ve iskelet kasında AMPK (Adenozin Monofosfatla Aktive Edilmiş Protein Kinaz) aktive olarak, GLUT4’ün up regülasyonunu sağlamaktadır. Bu durum dokularda glikoz alımını ve kullanımını arttırmaktadır. Yaban mersini özütü alımı karaciğerde AMPK aktivasyonu yoluyla glikoneogenezi bastırarak hiperglisemide iyileşme sağlamaktadır.
Ayrıca lipit metabolizmasındaki mekanizma şöyle açıklanabilir; yaban mersini özütünün alınmasıyla hücrede AMPK sentezi meydana gelmektedir. Bu durum karaciğerde; PPARα, ACO (Asetil coA) ve CPT1A (Karnitin palmitoil transferaz 1A) seviyelerinde artışa sebep olurken, ACC (Asetil coA karboksilaz) seviyelerinde düşüşe neden olmaktadır. Dolayısıyla karaciğerde yağ asidi sentezi azalırken yağ asidi oksidasyonunda artış meydana gelmektedir. Sonuç olarak serum lipid seviyelerinde düşüş yaşanmaktadır. Diğer yandan, antosiyanin alımı sonucu karaciğer, adipoz doku ve iskelet kasındaki insülin duyarlılığında da artış gözlemlenmektedir. Bu durum lipojenik faktörlerin azalması ve lipolitik enzimlerin artmasını da beraberinde getirerek bir tür antiobezite etkisi de sağlamaktadır. Bu nedenlerle de insülin direnci olan bireylerin beslenmelerine düzenli olarak antosiyanin içeren besinleri dahil etmelerinin faydalı olacağı düşünülmektedir.
Kaynaklar ve İleri Okuma:
G.P.P. Lima et al. Polyphenols in Fruits and Vegetables and Its Effect on Human Health. Food and Nutrition Sciences 2014; 5: 1065-1082
Kumar Ganesan and Baojun Xu. A Critical Review on Polyphenols and Health Benefits of Black Soybeans. Nutrients 2017; 9, 455
Keleş, Y. Antosiyanin Pigmentlerin Biyokimyası ve Analizi. Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi 2015; 8 (1): 19-25
Öztürk Özkan G ve ark. Enerji ve Besin Ögeleri Alımının İnsülin Direnci ve İnflamasyon Bulguları Üzerine Etkileri. Bes Diy Derg 2017;45(3):214-224
Tsuda, T. Recent Progress in Anti-Obesity and Anti-Diabetes Effect of Berries. Antioxidants 2016, 5-13
April J. Stull et al. Bioactives in Blueberries Improve Insulin Sensitivity in Obese, Insulin-Resistant Men and Women. J Nutr 2010; 19;140(10): 1764-8
Esmaillzadeh A. Et al. Cholesterol-Lowering Effect of Concentrated Pomegranate Juice Consumption in Type II Diabetic Patients with Hyperlipidemia. Int. J. Vitam. Nutr. Res., 76 (3), 2006, 147–151
Egepol Hastanesi, İzmir’de tercih edilen, güvenilir ve saygın sağlık kurumlarındandır. Profesyonel kadrosu ve modern medikal ekipmanlarıyla hastalarına güvenilir tedavi seçenekleri sunar. Hasta bakımı ve takibinde de ön plana çıkan Egepol hastanesi, hasta odaklı yaklaşımı ve etik değerlere bağlılığı ile de tanınmaktadır. Sağlık sorunlarınıza çözüm bulmak ve uzman bir bakım almak için Egepol Hastanesi her zaman yanınızda. Size en iyi sağlık hizmetini sunmak için buradayız.