Beden Dismorfik Bozukluğu

Beden Dismorfik Bozukluğu

Beden dismorfik bozukluğu (BDB), kişinin temelde hiçbir fiziksel kusurunun olmadığı veya çok az kusurun bulunduğu durumlarda dış görünümüyle ilgili zihinsel olarak çok fazla meşgul olması ve bundan dolayı sürekli yakınmasıdır. Bu rahatsızlıkta kişi, dış görünümü normal ya da kabul edilebilir değerlerde olmasına rağmen kendisini aşırı derecede çirkin bulur ya da var olan bozukluğun dikkat çekecek aşırılıkta olduğunu (çirkin, eksik, eğri, kilolu, kalın, ince) düşünür. Algılama bozukluğuyla ortaya çıkan bu hastalıklara bazen kişilik bozuklukları da eşlik eder.

Daha çok kimlerde görülür?

Daha çok kadınlarda görüldüğü düşünülse de son yıllarda yapılan araştırmalar kadın ve erkeğin bu hastalıktan eşit oranda etkilendiğini göstermektedir. Bu bozukluğun ergenlik döneminde ve erken yaşlarda kadınlarda daha sık görüldüğü, erkeklerde ise ileriki yaşlarda ortaya çıktığı gözlenmiştir.

Belirtileri nelerdir?

Bu rahatsızlığa sahip kişi hayali veya çok az olan fizik kusuruyla orantısız düzeyde uğraşır ve belirgin bir sıkıntıya yol açan bu durum özel, iş ve sosyal hayatını ciddi anlamda etkiler.

BDB hastalarının düşünceleri ve davranışlarındaki değişiklikler sosyal ortamda daha çok belirginleşir. Bunu sebebi kusurlarının başkaları tarafından görülüp, fark edildiğine inanmalarıdır. Bu kişiler görünümleriyle ilgili farklı inançlara, varsayımlara ve bilişsel çarpıklıklara sahiptirler.

BDB’nin klinik belirtileri ise kişinin genellikle görünüşündeki kusuru sık sık diğerlerininkiyle kıyaslaması, kusurlu olarak gördüğü yeri sürekli aynayla ya da fotoğraf çekerek kontrol etmesi, resimlerinin başkaları tarafından çekilmesini şiddetle reddetmesi, hayali bir kusur yaratıp onu saklamaya çalışmak için çaba harcamasıdır. Bu rahatsızlığa sahip olanlar diğer kişilerin kusurlarının minimal olduğu, var olmadığı ya da bir tedavinin gerek duyulmadığı yönündeki düşüncelerine ve hekim tavsiyelerine rağmen cerrahi veya tıbbi tedavi arayışına girer Ayrıca kusurun görünebileceği sosyal ortamlardan kaçar, hayali kusurdan dolayı insanların yanında endişe ve çekingenlik hissederler.

Bu rahatsızlığa sahip kişilerin yaptığı en büyük hatalar nelerdir?

Bu psikolojik rahatsızlığa sahip kişiler aslında psikoloğa gitmeleri gerekirken plastik cerrah, diyetisyen, dermatolog ve diğer kliniklere başvurmayı tercih ederler. Bu rahatsızlık kişinin yaşamını çok ciddi bir biçimde etkiler. Kişi günlük yaşamına bu algısal problemler yüzünden odaklanamaz ve benlik saygısıyla ilgili sorunlar yaşar. Zaman içerisinde bu bozukluk diğer psikolojik rahatsızlıklarla birlikte büyüyerek öz kıyım girişimlerine neden olabilir. Bu yüzden bu bozukluğun tanı ve tedavisi büyük önem taşımaktadır.

Nasıl tedavi edilir?

Bu bozukluğun tedavisinin psikoterapiyle başarıya ulaşması için öncelikle hastayla iş birliği yapılmalıdır. Terapi sürecinde öncelikle kişinin kendisini başkalarıyla karşılaştırıp kusurlarını cerrahi müdahalelerle düzeltme isteğinden vazgeçmesini sağlamak gerekir. Zira kişinin cerrahi müdahaleyle kusurunun düzeleceğini sanması yanlıştır çünkü sorun fiziksel değil zihinseldir. Kişi istediği görünüme çarpık algıları yüzünden ulaşamayacaktır. Dolayısıyla bu kişinin öncelikle psikolojik tedavisini başarıyla tamamlaması, ardından eğer gerçekten gerekliyse cerrahi müdahaleye kalkışması gerekmektedir. Aksi taktirde kişi birçok yanlış cerrahi müdahale geçirip daha büyük çöküntüye uğrayabilmektedir.

Uzm. Psk. Ege Ece BİRSEL

Klinik Psikoloji

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir