Kolon ve Rektum Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Kolon ve Rektum Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Dünyada her yıl bir milyona yakın kişiye kolorektal kanserler olarak da anılan kolon (kalın bağırsak) ve rektum kanseri tanısı konulmaktadır. Kolorektal kanserler Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre ülkemizde en sık görülen ilk beş kanser arasında yer almaktadır. Erkeklerde daha sık görülen ve en çok yaşam kaybına neden olan kanser türlerinden biri olan kolorektal kanserlerde erken tanı ve tedavi hayati önem taşımaktadır.

Kolorektal kanserler nedir?

Yaklaşık 1, 5 metre uzunluğundaki kalın bağırsağın iç yüzeyinde oluşan kansere kolon kanseri adı verilir. Bu kanser türü kalın bağırsağın iç yüzeyini örten tabakadaki hücre ve hücre topluluklarının kontrolsüz büyümesiyle ortaya çıkar. Kalın bağırsağın son 15-20 cm’lik bölümüne ise rektum adı verilir ve burada gelişen kanser rektum kanseri olarak adlandırılır. İki tür kanseri anlatmak için kolorektal kanserler terimi kullanılır.

Kolorektal kanserler her yaşta görülebilir. Ortalama görülme yaşı 63’tür. Ancak araştırmalara göre kolorektal kanser tanısı konmuş hastaların üçte birinin yaşı 55 yaşın altındadır. Özellikle son yıllarda gençlerde görülme sıklığının arttığı dikkati çekmektedir.

Risk faktörleri nelerdir?

Her ne kadar kesin sebebi bilinmese de kolorektal kanserlerin görülme riskini artıran faktörler şöyle sıralanabilir:

  • İleri yaş
  • Bağırsak içinde poliplerin varlığı (özellikle de patolojisi adenomatöz tarzda olanlar)
  • Ailede kolorektal kanser hastalarının bulunması
  • Genlerde belirgin değişikliklere sebep olmuş bazı genetik bozukluklar
  • Kişide belli süreler içinde bağırsak içi hücre tipini bozarak kansere zemin hazırlayabilecek kolit ya da crohn gibi iltihabi bağırsak hastalığının olması
  • Kadınlarda yumurtalık, meme ve rahim kanseri hikayesi
  • İşlenmiş ve hayvansal gıdaların aşırı, meyve ve sebzenin az tüketilmesi
  • Sigara kullanımı

Özellikle bu risk faktörlerine sahip kişiler kolorektal kanserlerden korunmak için düzenli olarak tarama testi yaptırmalıdır.

Kolorektal kanserlerden korunma yolları nelerdir?

Düzenli olarak yaptırılacak tetkiklerin yanı sıra sigara ve alkolden uzak durmak, hareketli bir yaşam tarzını benimsemek, yağ ve kırmızı et tüketiminde aşırıya kaçmamak, tahıllı ve lifli gıdalar açısından zengin beslenmek kolorektal kanserlere karşı koruyucudur.

Kolorektal kanser belirtileri nelerdir?

Kolorektal kanserlerin başlangıcı bağırsak içindeki hücre büyümeleri yani poliplerdir. Polipler ilk başlarda çoğunlukla hiçbir yakınmaya sebep olmaz. Anca büyüdükçe ve sayıları arttıkça kişinin dışkılama alışkanlıklarında değişikliklere sebep olurlar.

  • Uzun süreli kabızlık ya da ishal, dışkının koku ve kıvamında değişiklik,
  • Demir eksikliğiyle ortaya çıkan kansızlık,
  • Şekli incelmiş dışkı,
  • Dışkı ile karışık kan gelmesi ya da tuvalete çıktıktan sonra makattan kan gelmesi
  • Karın ağrısı, iştahsızlık ve istemsiz olan kilo kayıpları kolorektal kanserlerin belirtisi olabilir.

Bu bulgular tek başına kolorektal kanserleri işaret etmez. Ancak bu yakınmaları yaşayan ve ailesinde bağırsak, meme, yumurtalık ya da rahim ağzı kanseri bulunan kişi mutlaka bir hekime başvurmalıdır.

Kolorektal kanserlerin tanısı nasıl konulur?

  • Kolorektal kanserlerin tanısı:
  • Kolonoskopi,
  • Dışkıda gizli kan bakılması,
  • Bilgisayarlı tomografi (BT) kolonografisi,
  • Fleksible sigmoidoskopi,
  • Dışkıda DNA testleriyle konulur.

Kolorektal kanserler nasıl tedavi edilir?

Kolon ve rektum kanserinin tüm evrelerdeki başlıca tedavisi cerrahidir. Kemoterapi (ilaç tedavisi) ve radyoterapi de (ışın tedavisi) en sık kullanılan yöntemlerdir. Tedavi planlaması yapılmadan önce hastanın genel durumu ve hastalığın yaygınlığı hakkında doğru bilgi edinilmesi çok önemlidir.

Cerrahi tedavinin şekli; tümörün kolon ve rektumdaki yerleşim yerine, boyutuna, evresine ve hastada meydana gelen tıkanıklık, delinme, kanama gibi tümör komplikasyonlarına göre değişebilmektedir. Günümüzde kolon ve rektum kanserinin cerrahi tedavisinde laparoskopi uygulamaları giderek yaygınlaşmıştır.

Uygulanan başlıca teknikler şunlardır:

  • Lokal eksizyon: Bazı küçük rektum tümörlerinde tümörlü kısmın anüs yoluyla kesilip çıkartılmasıdır.
  • Rezeksiyon: Tümörün yerleşim yerine bağlı olarak kalın bağırsağın bir bölümünün ya da tümünün, rektumun bir bölümünün ya da tümünün kesilip çıkartılmasıdır. Bu cerrahi teknikte bağırsakla birlikte lenf düğümleri de birlikte çıkarılmaktadır. Eğer tümör komşu organlara yayılmışsa radikal cerrahi sırasında bu organların da çıkarılması gerekebilir. Çıkarılan bağırsaktan geriye kalan sağlıklı bağırsak uçları birleştirilmektedir.

Kolon ya da rektum rezeksiyonları sonrasında gerekli durumlarda ince bağırsak ya da kolon, karın duvarına dikilerek bir yapay anüs oluşturulabilmektedir. Bağırsak içeriği bu yapay anüsten karın duvarına yapıştırılan plastik torba içine boşalmaktadır. Bu durum bazı hastalarda kalıcı olabilirken bazı hastalarda ise geçici olarak uygulanmaktadır.

Radikal cerrahi tedaviden yararlanamayacak ileri evredeki kolon ve rektum kanserlerinde ise hastanın yaşam konforunu artıracak, kolostomi açılması gibi palyatif cerrahi girişimler uygulanabilmektedir. III. ve IV. evredeki hastaların ameliyatlarından önce ve/veya sonra tedaviye kemoterapi ve/veya radyoterapi eklenebilmektedir.

Kolon ve rektum kanseri evreleri nelerdir?

  • Evre I: En erken evredir. Kanser hücreleri bağırsağın iç ve orta tabakalarını tutar. Lenf düğümlerinde ve uzak organlarda tutulum yoktur.
  • Evre II: Kanser hücreleri bağırsağın tüm katlarını tutar, en dış tabakaya ulaşır, komşu organ ya da organlara yayılabilir. Lenf düğümlerinde ve uzak organlarda tutulum yoktur.
  • Evre III: Bağırsak duvarındaki tutulum hangi düzeyde olursa olsun bağırsak komşuluğundaki lenf düğümlerinde tümör yayılımı vardır.
  • Evre IV: Hastalığın en ileri safhasını oluşturur. Bağırsak duvarındaki ya da lenf düğümlerindeki tümör yayılımı ne olursa olsun, karaciğer, akciğer, karın zarı (periton), kemik, beyin gibi organlarda metastaz vardır.

Ülseratif kolit ve crohn hastalığı ile kolorektal kanser ilişkisi nedir?

Ülseratif kolit ya da crohn hastalığı, kalın bağırsağın içini kaplayan dokuların kronik iltihabıdır. Her ikisi de kolorektal kanserin oluşumu için risk faktörüdür. Özellikle 10 yıldan daha uzun süre ülseratif kolit hastalığı olan kişilerde, tedaviye yanıt alınmış olsa bile kolorektal kanser gelişme olasılığı yüksektir. Bu sebeple bu hastalarda hastalıklarıyla ilgili yakınmaları olmasa bile düzenli kolonoskopi yaptırması gerekir.

Crohn hastalığında ise bu hastalığa bağlı oluşmuş bağırsak darlıkları bulunan bölgelerde kolorektal kanser gelişme olasılığı yüksektir. Sigara kullanımına devam edilmesi bu iki hastalığın varlığında da kolorektal kanser riskini artırmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir