Kapalı Nefrektomi Ameliyatı
Laparoskopik yöntem ile canlı bir vericiden böbrek çıkarılması girişimi ilk olarak 1995 yılında gerçekleştirildikten sonra bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek yaygınlaştı. Laparoskopik nefrektomi, aynı zamanda laparoskopik donör nefrektomi (LDN) ya da kapalı yöntem gibi farklı isimlerle de bilinmektedir.
Kapalı Nefrektomi Yöntemi Nasıl Uygulanıyor?
Açık operasyon, böbreğin bulunduğu bölgeye, yaklaşık olarak 15-20 cm uzunluğundaki uygulanan kesiler ile yapılır. Kapalı operasyonlarda ise, bu kesinin yerine vücuda yaklaşık olarak 1 cm’lik bir kesiden girilen kamera yardımı ile operasyon gerçekleştirilir.
Laparoskopik Nefrektominin Çeşitleri Nelerdir?
Laparoskopik Nefrektominin dört farklı çeşidi vardır. Bunlar ise;
- Tam laparoskopik nefrektomi.
- Tam retroperitonoskopik nefrektomi.
- El yardımı ile nefrektomi.
- El yardımlı retroperitonoskopik nefrektomi.
Karın içine yerleştirilmiş olan 1 cm çapında özel bir kamera aracılığı ile gerçekleştirilen kapalı yöntem, vericiden kapalı bir teknik yardımı ile böbreği çıkarır. Ameliyat tamamen endoskopik aletler aracılığı ile tamamlanır. Aynı zamanda cerrahın bir elini karnın içine sokarak (el yardımlı teknik, yarı endoskopik) da operasyonu tamamlayabilir.
El yardımlı laparoskopik nefrektomi, bazı yönleriyle aparoskopik nefrektomiden ayrılır. El yardımlı nefrektomi sayesinde yapılan göbek altı kesi, tam laparoskopik yöntemine göre kesinin yeri (orta hat, göbek altı ve uzunluğu 8-10 cm) nedeniyle estetik bir sorun oluşturabilir.
Tam laparoskopik olarak bilinen verici nefrektomi ameliyatlarındaysa küçük ameliyat kesileri karında ağrıya neden olmayacak şekilde uygulanır. El yardımı ile operasyon yeri daha geniş ve görünür bir hale geldiğinden doktor açısından belirli avantajlar sağlar.
Kapalı Nefrektomi Kimlere Uygulanır?
Normalde açık nefrektomi işlemi yapılacak olan tüm hastalara, kapalı verici nefrektomi ameliyatı da uygulanabilir. Bazı durumlarda hastanın mevcut durumuna göre kapalı olarak başlanan ameliyat, daha sonrasında açık ameliyata dönüştürülebilir.
Kapalı Nefrektomi Riskleri Neler?
Kapalı nefrektomide görülebilen komplikasyonlar açık yönteme göre daha az sayıdadır. Kapalı nefrektomi ameliyatlarının başlıca riskleri arasında; kanama nedeni ile tekrar ameliyat olmak, bağırsak ya da dalaklarda yaralanma, pulmoner emboli (akciğer embolisi), büyük damarlarda pıhtılaşma gibi riskler sayılabilir.
Nefrektomi Ameliyatını Kim Yapar?
Nefrektomi, bir böbreğin tamamının ya da bir kısmının cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Bu işlem genellikle böbrek kanseri, böbrek taşı veya travma sonrası böbrek yaralanması gibi nedenlerle gereklidir. Nefrektomi ameliyatı genellikle bir ürolog veya genel cerrah tarafından yapılır.
Bir nefrektomi işlemi öncesinde, hasta tam bir fizik muayeneden geçirilir ve böbrek fonksiyonları ile ilgili testler yapılır. Ameliyat sırasında hasta genellikle genel anestezi altında olur ve ameliyat alanı sterilize edilir. Cerrahi prosedür, incizyonun yerine ve ameliyatın tipine bağlı olarak değişebilir.
Nefrektomi sonrasında, hastanın iyileşmesi birkaç hafta sürebilir ve bu süre zarfında istirahat etmesi, yara bakımı yapması ve sıvı alımını kontrol altında tutması gerekebilir. Bir nefrektomi işlemi riskli olabilir ve ciddi komplikasyonlara neden olabilir, bu nedenle hasta ameliyat öncesi tüm riskleri ve faydaları değerlendirmek üzere bir doktorla görüşmelidir.
Nefrektomi ameliyatı sonrası hasta, kontrol ve takip için düzenli aralıklarla doktorunun takibinde olmalıdır. Ameliyat sonrası olası komplikasyonların erken teşhisi ve tedavisi, hastanın sağlıklı bir şekilde iyileşmesine yardımcı olabilir.
Kapalı Nefrektomi Ameliyatı Sonrasında Süreç Nasıl Yaşanıyor?
Böbrek, kapalı yöntem ile çıkarıldığı zaman, ameliyat kesileri küçük olduğu için karında önemli bir ağrı oluşmamaktadır. Bu gibi ağrılarda hasta, ağrısı olduğu zamanlarda ağrı kesici kullanabilir.
İlk günden itibaren yavaş yavaş sıvı gıdalar da alınmaya başlanır. Genellikle doktor, ilk gün içerisinde hastanın ayağa kalkıp yürümesi ister. İkinci ya da üçüncü günde hasta taburcu edilebilir.
Hastanın ameliyat sonrasında iki haftada 5 kg’dan daha ağır bir yük kaldırmaması söylenir. Aktivite düzeyini de bu süre içinde giderek artırması önerilir. İki haftanın ardından, daha önce gerçekleştirilen tüm normal aktivitelerin yapılabiliyor olması gerekir. Taburcu olduktan bir ay, bir hafta, altı ay ve bir sene sonra da kontrole gelinmesi istenir.
Laparoskopinin Avantajları Nelerdir?
Laparoskopinin en büyük avantajlarından birisi de daha önce 20-30 cm hatta bazı durumlarda 40 cm büyüklüğünde yapılan kesilerin yerine çok daha küçük kesilerle gerçekleştirilmesidir. Bu sadece estetik olarak değil, aynı zamanda çok daha sorunsuz ve çabuk iyileşme anlamına gelen bir operasyon olduğu anlamına gelmektedir.
Ameliyat sonrasında hastaların diğer tedavi yöntemlerine göre daha az ilaç kullanımı ve daha az ağrı hissetme avantajları da Laparoskopi’yi oldukça tercih edilir bir yöntem kılıyor.