Vücudumuzun en büyük organı derimizdir. Derimiz temel olarak 3 katmandan oluşmaktadır;. Epidermis, dermis, hipodermis. Epidermis içerisinde cildimizin rengini veren melanin pigmenti bulunur ve bu pigment melanosit hücrelerince üretilir. En çok bilinen nedeni, ultraviole(UV) ışınlara maruziyettir.

UV ışınları, melanositlerde genetik yapıda (DNA) da mutasyonlara yol açarak melanom gelişme riskini arttırmaktadır.Görülme sıklığı 50 yaş üzerinde artmaktadır, fakat günümüzde genç erişkinler ve çocuklarda da görülebilmektedir.

Kimler daha fazla melanom riski taşır?

Açık tenli, sarı veya kızıl saçlı, açık renkli göz ve çilli kişilerde melanom gelişme riski daha yüksektir. Aile öyküsü önemlidir, melanomlu kişilerin yaklaşık %10’unun aile öyküsü vardır.

  • Cilt kanseri tanısı alan ve tedavi olan bireyler veya aile geçmişinde cilt kanseri olanlar,
  • Vücutta 50’den fazla büyük ve atipik benlerin varlığı,
  • Organ nakli ve AIDS gibi zayıf bağışıklık durumları,
  • Ultaviole ışınlarından kolayca zarar görebilecek açık renkli tene sahip olanlar,
  • Kötü güneş yanığı öyküsü olanlar, cilt koruyucu kremler kullanmaksızın güneş altında uzun süre zaman geçiren çalışan bireyler.

Bulgular ve belirtileri nelerdir?

Melanom vücudun her bölgesinde ortaya çıkabilir. En sık, güneşe daha çok maruz kalan sırt, kol ve bacaklarda, ellerde ve yüzde görülmekle birlikte, güneş maruziyeti olmayan ayak tabanları ve el ayalarında da ortaya çıkabilir. Bunun dışında, tırnak yataklarında, iç organlarımızı döşeyen mukozalarda görülebilmektedir ve bu melanom türüne mukozal melanom denilmektedir ( ağız içi, bademcik bölgesi, barsaklar gibi). Genital bölgede ve gözde ( oküler melanom) de melanom gelişmektedir.

Vücutta daha önce var olan veya yeni gelişen bir benin (nevüs); şeklinde, renginde ve boyutunda değişiklik olması, kanama, kaşıntı olması durumunda şüphe edilir.
Benin bir yarısının diğer yarısına benzememesi, asimetrik olması, sınırlarının düzensiz olması, renginde değişim (siyah, pembe, kırmızı, beyaz, mavi renge dönüşüm i), çapındaki artış, ve benlerdeki değişime bakılıp vakit kaybetmeden Dermatoloji uzmanına başvurmak, saçlı deri ve güneş görmeyen cilt bölgeleri, tırnak yatakları dahil tüm cildin dermatoskopi cihazı ile muayene edilmesi gereklidir.

Tedavisi nasıl yapılır?

Erken evre hastalıkta, melanomun geniş cerrahi sınır ile çıkarılması temel yaklaşımdır. Bununla birlikte daha önce işaretlenmiş, tümörün ilk nöbetçi lenf bezinin çıkarılması da temel cerrahi tedavidir. (Sentinal Lenf nodu) . Sentinal lenf nodlarındaki metastaz durumuna göre , tümör bölgesine uygun olarak lenf nodu diseksiyonu da yapılmaktadır. Lenf nodu diseksşyonunda çıkarılan lenf bezlerinde metastaz saptanır ise radyoterapi önerilebilmektedir.

Cerrahi sonrasında hastalığın evresine göre koruyucu tedavi ( tekrarlama riskini azaltmak amacı ile ) verilmektedir. Evre 3 hastalıkta immünoterapi ilaçları damar yoluyla veya tümörde yapılan genetik incelemede BRAF mutasyonu saptanması durumunda BRAF+ MEK inhibitörleri gibi hedefe yönelik tablet tedaviler ağız yoluyla uygulanır.

Evre 4 hastalıkta , hastalığın yagınlığı PET BT ve Beyin MRI ile değerlendirilmesi gereklidir. Ayrıca tümörde BRAF mutasyon durumu tedavi seçeneklerimiz açısından oldukça önemlidir. Günümüzde son veriler ışığında , BRAF mutasyonu olan hastalarda eğer hastalık çok yaygın ise, hızlı cevap alınması isteniyor ise BRAF+ MEK inhibitörleri başlanması önerilmektedir. Bunun dışındaki hastalarda; tümör yükü fazla olmayan, klinik seyri daha yavaş olan, immünolojik aktif bir hastalığı olmayan hastalarda tedavi seçiminde ilk tercihimiz kombine immünoterapiler olmaktadır.

Ayrıca BRAF mutasyonu saptanmayan hastalarda da immunoterapi seçeneği ilk öneridir. Son çalışmalarda BRAF mutasyonu olan hastalarda, ardışık tedavi seçenekleri de (BRAF+ MEK inhibitörleri sonrası immunoterapi gibi) öneriler arasına girmektedir.