Plevral Efüzyon (Plörezi) Tedavisi
Akciğerler, pek çok enfeksiyonel durumdan etkilenebilmekte ve plevral efüzyon oluşturabilmektedir. Bu durumu en kısa sürede tedavi edilmemesi başka komplikasyonların gelişmesine ve kişinin sağlık durumunun kötüye gitmesine neden olabilir. Türkiye’de daha çok yetişkinlerde tüberküloz vakalarının arttığı dönemlerde görülmekte, çocuklardaysa genellikle zatürreyle birlikte ortaya çıkmaktadır.
Plevral Efüzyon (Plörezi) Nedir?
Akciğerde yer alan plevra zarı çift katlıdır ve içinde yaklaşık 20 ml ölçüsünde sıvı bulunmaktadır. Kaygan yapıdaki bu sıvı akciğerlerin rahatça hareket edebilmesini sağlamaktadır. Ancak bazı durumlar sonucunda zarlar arasındaki sıvı miktarı artar ve bu durum plevral efüzyon ya da plörezi olarak adlandırılır. Sıvının artış nedeni emilimin azalması ya da anormal sıvı üretimi olabilmektedir.
Plevral Efüzyon Nedenleri Nelerdir?
Özellikle enfeksiyonel durumlardan kaynaklı olarak plevral efüzyon görülmesi mümkündür. Bu enfeksiyonlar viral ya da bakteriyel olabilmekte, daha nadir olarak mantarlardan da kaynaklanabilmektedir. Ayrıca zarlar arasındaki sıvı artışı kanser gibi ciddi hastalıklar başta olmak üzere aşağıda yer alan durumların birinden ya da birkaçından dolayı oluşabilmektedir.
- Bazı ilaçların yan etkileri
- Kalp yetmezliği
- Pulmoner hipertansiyon
- Akciğer ödemi
- Bazı karaciğer hastalıkları
- Akciğerde damar tıkanıklığı
- Kaburga kırıkları
- Kalp ameliyatlarına bağlı gelişen komplikasyonlar
- Zatürre
- Yaygın atelektazi
- Böbrek hastalıkları
Plevral Efüzyon (Plörezi) Belirtileri
Plörezi hastaları genellikle hastalığın oluşumuna neden olan soruna ait belirtiler gösterir. Bu nedenle her bireyde farklı semptomlar görülmesi ve yaşanan semptomların farklı şiddetlerde olması mümkündür. Ancak plevral efüzyon hastalarında ortak olarak görülen belirtiler aşağıda yer almaktadır.
- Nefes darlığı
- Akciğerlerde batma hissi
- Öksürük
- Göğüs ağrısı
- Yan ağrısı
Plevral Efüzyon (Plörezi) Tanı Yöntemleri
Hastalığa tanı koyulabilmesi için öncelikle doktora şikâyet ve semptomların anlatılması gerekmektedir. Hekim, hastanın tıbbi geçmişini göz önünde bulundurarak bazı hastalıkları elerken ön tanı koyabilmek amacıyla fizik muayene yapabilir. Kesin tanı koyulabilmesi içinse akciğer röntgeni istenerek göğüs boşluğu ve akciğerler görüntülenebilir. Ayrıca bilgisayarlı tomografiden yardım alınarak akciğerler daha ayrıntılı şekilde incelenebilmektedir.
Akciğerin neresinde sıvı birikimi olduğunun anlaşılması için hastadan ultrason istenebilmektedir. Sıvının hangi miktarda olduğu da bu yöntem sayesinde keşfedilebilmektedir.
Sıvı artışının nedenini belirlemek için torasentez adı verilen işleme başvurulması mümkündür. Bu yöntem sayesinde zarlar arasında bulunan sıvıdan örnek alınır ve laboratuvar testi yaptırılarak kanser ya da enfeksiyon gibi durumlar araştırılır.Tanı koyarken kullanılan bir diğer yöntem toraskopidir. Bu tetkik, sıvı artışının tüberküloz ya da kanser gibi durumlar sonucunda oluştuğundan şüphelenildiğinde uygulanmaktadır.
Kapalı teknikle yapılan bir cerrahi uygulamadır ve torasentezle benzerlik göstermektedir. Ancak torasentezde sıvı alınırken toraskopide plevra zarlarından örnek alınarak incelemeye gönderilir. Patolojiden alınacak sonuçlara göre kesin tanı koyulması ve hastalığın altında yatan ana sebebin bulunması mümkün olur.
Plevral Efüzyon Tedavi Yöntemleri
Plörezinin tedavisinde altta yatan ana hastalığın da tedavi edilmesi gerektiği için kişinin yatarak tedavi olması gerekebilmektedir. Ancak sorun basit bir enfeksiyondan kaynaklanıyorsa ve bakteriler yüzünden oluşmuşsa antibiyotik tedavisine başlanabilir. İlaç tedavileri uzun süre devam edebileceği gibi anti-enflamatuar ilaçlarla da desteklenebilmektedir. Kanser ya da tüberkülozda da uygun tedavi yöntemleri uygulanmakta, farklı birimlerle ortaklaşa çalışmalar yürütülebilmektedir.
Sıvı birikimine doğrudan yapılabilecek tedavi çeşitleri arasında, zararlar arasındaki sıvının çekilmesi bulunur. Plörodez yöntemindeyse öncelikle sıvının drenajla çekilmesi, daha sonra yerine başka bir ilaç ya da kan eklenmesi gerekmektedir. Plevra kanseri söz konusuysa plavranın göğüs duvarına yapışık olan kısmı cerrahi işlemle çıkarılmaktadır. Plörektomi/dekortikasyon adı verilen bu işlem gelecekte yaşanabilecek sıvı artışlarının da engellenmesini sağlamaktadır.
Plevral Efüzyon Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Plevral efüzyon, akciğerleri ve göğüs duvarını kaplayan doku katmanları arasında aşırı sıvı birikmesi olduğunda ortaya çıkan tıbbi bir durumdur. Genel olarak, plevral efüzyon tedavisi, kök nedenin ele alınmasını, fazla sıvının çıkarılmasını ve daha fazla birikimin önlenmesini içerir.
Plevral efüzyon tedavisinin süresi hastadan hastaya değişir ve büyük ölçüde durumun altında yatan nedene bağlıdır. Bazı durumlarda, plevral efüzyon herhangi bir tıbbi müdahale olmaksızın kendi kendine düzelebilir. Bununla birlikte, altta yatan neden ele alınmazsa, durum tekrarlayabilir. Diğer durumlarda tedavi, göğüs duvarından sokulan bir iğne veya tüp kullanılarak fazla sıvının boşaltılmasını içerebilir.
Plevral efüzyon tedavisi için gereken süre aynı zamanda plevral efüzyonun tipine de bağlıdır. Örneğin, vücuttaki sıvılardaki dengesizliğin neden olduğu transüdatif plevral efüzyon sadece birkaç günlük tedavi gerektirir. Ancak altta yatan bir hastalıktan kaynaklanan eksüdatif plevral efüzyon daha uzun bir süre boyunca daha kapsamlı tedavi gerektirebilir. Ek olarak, plevral efüzyona kanser neden oluyorsa, tedavi devam ediyor olabilir ve kemoterapi, radyasyon tedavisi veya diğer kanser tedavilerini içerebilir.