Solunum, tüm hücrelere kan aracılığıyla oksijen taşınmasını sağlayan bir işlemdir. Ancak yeteri kadar oksijen taşınamaması akciğerler başta olmak üzere pek çok doku ve organa hasar vermektedir. Oluşum nedeni farklı hastalıklardan kaynaklanabildiğinden dolayı etkileri ve bıraktığı zararlar farklılık göstermektedir. Genellikle ilerleyen yaşlarda ortaya çıksa da gençlerde ya da çocuklarda görülmesi de mümkündür.

Solunum Yetmezliği Nedir?

Akciğerlerin yeteri kadar oksijen alamaması ya da karbondioksiti dışarı verememesi durumuna solunum yetmezliği denmektedir. Kanda biriken karbondioksit, vücut sıvılarını daha asidik bir hale getirdiğinden dolayı solunum yetmezliğine solunumsal asidoz da denilebilmektedir. Doku ve organların yeterince oksijen alamaması durumunda kişide farklı belirtiler ve komplikasyonlar da ortaya çıkabilmektedir.

Solunum yetmezliği tip 1 ve tip 2 olarak iki farklı şekilde ortaya çıkmaktadır. Tip 1 solunum yetmezliğine hipoksemik denmektedir ve oksijen eksikliğinde oluşmaktadır. Hiperkapnik adı verilen tip 2 solunum yetmezliğiyse kanda bulunan aşırı karbondioksitten kaynaklanmaktadır. Her iki durumun bir arada yaşanması mümkündür ancak yalnızca bir tanesinin olması bile kişide ciddi sağlık sorunlarını meydana getirmekte, hayati tehlike oluşturmaktadır.

Solunum Yetmezliği Nedenleri Nelerdir?

Tip 1 ve tip 2 solunum yetmezliklerinin ortaya çıkış nedenleri farklılık göstermektedir. Ancak her iki tipte de KOAH ve astım gibi ciddi hastalıklar etkili olmaktadır. Akciğerde ödem birikmesi de hem tip 1 hem tip 2 solunum yetmezliğine neden olabilmektedir. Bunların haricinde, hipoksemik vakaların oluşumunda koronavirüs, obezite, zatüre, bronşiektazi ve pnömotoraks etkilidir. Hiperkapnik solunum yetmezliğinin ortaya çıkışındaysa ilaç vb. durumlardan kaynaklanan zehirlenmeler, bazı kas hastalıkları, beyin ve omurilik hasarları etkilidir.

Solunum Yetmezliği Belirtileri

Hem tip1 hem tip 2 solunum yetmezliğinde benzer semptomlar görülmektedir. Ancak solunum yetmezliğinin şiddetine bağlı olarak belirtilerin daha hafif ya da şiddetli şekilde hissedilmesi mümkündür. Bu bakımdan, nefes darlığı başta olmak üzere tüm hastalarda görülebilen semptomlar aşağıda yer almaktadır.

  • Siyanoz
  • Kalp atışının hızlanması
  • Panik atak
  • Öksürük
  • Solunum sırasında hırıltı
  • Baş ağrısı
  • Daha hızlı şekilde nefes alma
  • Bayılma
  • Nöbet
  • Uykulu ve halsiz hissetme
  • Kafa karışıklığı
  • Dikkatsizlik
  • Yüksek tansiyon
  • Uyuşukluk hissi
  • Kas seğirmesi
  • Düzensiz kalp atışı (aritmi)

Solunum Yetmezliği Tanı Yöntemleri

Hastalara solunum yetmezliği tanısı koyulurken ilk olarak fizik muayene yapılması gerekmektedir. Semptomlarla birlikte hastanın genel sağlık durumu ve tıbbi geçmişi de değerlendirilerek ön tanı koyulması mümkündür. Bunun için kan testi, arteryal kan gazı, röntgen, BT gibi pek çok tetkik istenebilmektedir. Özellikle solunum fonksiyonları testleri istenerek akciğerlerin genel durumu hakkında ayrıntılı bilgi edinilebilmektedir.

Yapılan kan testleri, kanın asitlik derecesini ölçmek için kullanılmaktadır. Ayrıca bu testler kandaki oksijen ve karbondioksit oranlarının belirlenmesini sağlayarak solunum yetmezliği tanısı koyulmasına yardımcı olur. Görüntüleme araçları akciğerlerin anatomisinin görülmesini sağlarken solunum fonksiyon testleri altta yatan diğer hastalıkların teşhisinde kullanılabilmektedir. Özellikle tanısı henüz koyulmamış olan KOAH ve astım gibi rahatsızlıklar solunum fonksiyon testleri sayesinde anlaşılabilmektedir.

Solunum yetmezliğinde ilk hangi organ etkilenir?

Solunum yetmezliği, akciğerler vücuda yeterli oksijen sağlayamadığında veya yeterli miktarda karbondioksit çıkaramadığında ortaya çıkar. Solunum yetmezliğinde ilk etkilenen organlar, durumun altında yatan nedene bağlıdır. Ancak akciğerler vücuttaki gaz değişiminden sorumlu oldukları için solunum yetmezliğinden etkilenen birincil organlardır.

Solunum yetmezliğinde, akciğerler kanı oksijenlendirmede veya karbondioksiti çıkarmada başarısız olabilir. Kandaki oksijen seviyeleri çok düşük olduğunda hipoksemi oluşur, bu da organ işlev bozukluğuna ve hatta organ yetmezliğine yol açabilir. Hiperkapni, kanda solunum asidozuna neden olabilen ve vücuttaki pH dengesini etkileyebilen çok fazla karbondioksit olduğunda ortaya çıkar.

Solunum yetmezliğinin şiddeti hafif ila şiddetli arasında değişebilir ve etkilenen organlar buna göre farklılık gösterebilir. Hafif solunum yetmezliğinde, etkilenen birincil organ nefes darlığı, öksürme ve hırıltı gibi semptomlarla akciğerler olabilir. Bununla birlikte, şiddetli solunum yetmezliğinde kalp, beyin ve böbrekler dahil olmak üzere birden fazla organ etkilenebilir.

Genel olarak, akciğerler solunum yetmezliğinden etkilenen birincil organlardır. Bununla birlikte, durumun ciddiyeti ve ilerlemesi, altta yatan nedene ve bireysel koşullara bağlıdır ve diğer organlar da etkilenebilir.

Solunum Yetmezliği Nasıl Tedavi Edilir?

Hastanın durumuna göre farklı tedavi planları oluşturulmakta ve solunum yetmezliğine neden olan hastalık tedavi edilmektedir. Bunun için öncelikle hastaların sigarayı bırakması ve toksin madde solunması gereken işlerden ayrılması gerekmektedir. Beraberinde hava yolu tıkanıklıklarını azaltacak ilaçlar kullanılarak solunum daha kolay bir hale getirilmektedir.

Kandaki oksijen seviyesi çok düşükse evde oksijen tedavisi yapılması mümkündür. Non – invazif ventilasyonla maske yardımıyla hastaya hava verilerek solunum hareketleri yaptırılabilmektedir. Ayrıca çok ileri düzeydeki hastalara mekanik ventilasyon yapılabilmekte, ağızdan ya da gırtlaktan girilip tüp takılarak solunumun devam etmesi sağlanabilmektedir.