Kadınlarda daha sık bir durum olan safra kesesi iltihabı çoğunlukla ciddi sorunlara yol açmaktadır. Safra sıvısındaki pH değişikliği ve derişim gibi durumlar da sağlıklı bir sindirim gerçekleşmesi açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle hastanın daha çok zarar görmemesi için çeşitli tedavi yöntemlerinin uygulanması ve safta kesesi iltihabının en kısa sürede giderilmesi gerekmektedir.

Safra Kesesi İltihabı (Kolesistit) Nedir?

İçinde sindirime yardımcı olan safra suyunu bulunduran safra kesesi, yağların parçalanmasında önemli bir rol oynamaktadır. İhtiyaç halinde safra kesesinden bırakılan sıvılar ince bağırsağa yönlendirilir. Fakat bu yolun tıkanması safra kesesinin içindeki sıvıyı etkilemekte ve tahriş gibi durumların oluşmasına neden olmaktadır. Yaşanan bu süreç safra kesesinde enfeksiyon görülmesine, dolayısıyla kolesistit adı verilen safa kesesi iltihabı hastalığının oluşmasını sağlamaktadır.

Semptomlar daha çok aşırı yağlı veya fazla yemek yeme durumundan sonra hissedilmektedir. Ancak belirtileri dolayısıyla başka rahatsızlıklarla da karıştırılması mümkündür. Safra ağrılarının oluştuğu yer ve şiddeti ön tanı koymaya yardımcı olmaktadır. Tedavi edilmemesiyse tehlikeli bir hal alabilmekte, safra kesesinin delinmesi gibi ciddi sonuçlar doğurabilmektedir.

Safra Kesesi İltihabı (Kolesistit) Nedenleri Nelerdir?

Çoğunlukla safra kesesinde taş oluşumu gerçekleşmekte, beraberindeyse kolesistit görülmektedir. Ancak yaygın olarak birden fazla durumun aynı anda yaşandığı, safra kesesinin çalışma fonksiyonlarının zarar gördüğü bilinmektedir. Safra kesesinde iltihap oluşturabilecek diğer durumlar aşağıda yer almaktadır.

  • Tümör
  • Safra kanalı tıkanması
  • Diğer enfeksiyon hastalıkları
  • Kan damar sorunları

Hastalığın bir anda ortaya çıkması ve kalıcı olmaması durumuna akut kolesistit denmektedir. Bu tür sorunlar başka bir rahatsızlıktan kaynaklandığı için semptomları ağır olsa da kolayca tedavi edilebilmektedir. Kronik kolsistit adı verilen durumsa ömür boyu ya da çok uzun süre devam eden iltihaplanma durumudur.

Safra Kesesi İltihabı (Kolesistit) Belirtileri Nelerdir?

Belirtilerin şiddeti ve çeşitliliği hastadan hastaya farklılık gösterebilmektedir. Eğer başka bir hastalıkla ortak semptomlar görülüyorsa ağrıların daha yayılmış ve şiddetli biçimde görülebilmesi mümkündür. Fakat safra kesesindeki iltihap durumunun aşağıdaki gibi ayırt edici belirtileri de bulunmaktadır.

  • Karnın sağ üst veya orta kısmında ağrı
  • Sağ omuz ve sırtta ağrı
  • Karında hassasiyet
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Yüksek ateş
  • Şişkinlik
  • Yemek yedikten sonra kusmak
  • İştahın azalması
  • Baş dönmesi
  • Dışkı renginde değişiklikler
  • Ağrılı bölgelerde sertlik hissedilmesi

Kan değerleri, safra kesesi dolayısıyla değişeceğinden ötürü kişinin fiziksel durumunda da farklılıklar söz konusudur. Özellikle bilirubin artışı sarılığa neden olabilmekte, kişinin ten renginde ya da gözlerine sararmalar görülebilmektedir. Bu tarz durumlarda ağrılar dayanılmaz hale gelirse bir acil servise görünmek, semptomlar hafif ilerliyorsa da polikliniklerden yardım almak oldukça önemlidir.

Safra Kesesi İltihabı (Kolesistit) Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kan testleri ve görüntüleme yöntemleriyle tanı koyulan hastalar için pek çok tedavi yöntemi bulunmaktadır. Hastalığın oluşumu, şiddeti, kişinin tıbbi öyküsü göz önünde bulundurularak en uygun işlemler tercih edilmektedir. Bunun için ilk olarak safra kesesinin dinlendirilmesi yöntemi yapılabilmekte ve iltihabın kendi kendine iyileşmesi beklenebilmektedir. Safra kesesi tamamen enfekte haldeyse antibiyotik ve ağrı kesici ilaç kullanımına başlanabilmektedir.

Safra kesesindeki taşlardan dolayı iltihap oluşmuşsa öncelikle taş çıkarma işlemi yapılmaktadır. Bu işlemle birlikte belirtiler birkaç gün içinde önemli oranda hafiflemektedir. Fakat hastalık sık sık tekrarlayabildiğinden dolayı son çare olarak safra kesesi çıkarma ameliyatı yapılmaktadır. Safra suyu artık karaciğerden bağırsağa doğrudan iletileceği içinse hastanın en az 3 ay boyunca bir diyet listesi oluşturması gerekmektedir. Safra kesesinin alınmasının kişinin yaşamında olumsuz bir etkisi söz konusu değildir, alınmasından sonra da sağlıklı şekilde yaşanabilmektedir.