Sakrum ve Koksiks Kemikleri
Boyun, bel ve sırtta bulunan 24 adet omurun arasında faset eklemler ve diskler bulunur. Bu sayede omurlar birbirleri üzerinde kolaylıkla hareket edebilirler.
Sakrum ve Koksiks Kemikleri
Sakrum kemiğini meydana getiren 5 omurun aralarında faset ve disk eklem bulunmaz. Bu 5 omur ise, birbirine kaynamış bir halde tek bir kemik şeklinde yer alır. Koksiks ismi verilen kuyruk sokumu kemiği de buna çok benzer yapıya sahiptir.
Sakrum kemiği aynı zamanda her iki tarafta leğen kemikleri ile temas ederek, eklem meydana getirir. Bu eklemler, sakroilyak eklemler ismiyle de bilinebilir. Bu anatomik farklılıklar nedeni ile koksiks biyomekanik ve sakrum olarak da omurganın geri kalanından önemli bir farklılık gösterir.
Sakrum ve Sakroiliak Eklem Ağrısı
Sakroiliak eklemlerde genellikle hareket kapasitesi azdır. Omurga, bacaklar ve kalça arasında gerçekleşen yük aktarımı görevini üstlenirler. Bu eklemler üzerine etki eden yüksek miktarda yüke karşı gelebilmelerini sağlamak için eklem çevresinde çok kuvvetli bağlar vardır.
Sakral kemiğin yan taraftaki (sagital) duruş açısı, vücudun tamamının dengesinde çok önemli bir rol oynar. Sakrum kemiği yaralanmalar ve kazalar sonucunda zamanla kırılabilir. Sinir dokularında ve kırığın yerine herhangi bir etkilenme olup olmamasına göre cerrahi ya da konservatif tedavi yapılabilir. Benzer yaralanmalar sonucunda sakroilyak eklemlerde açılmalar da meydana gelebilir.
Ankilozan Spondilit
Ankilozan Spondilit, omurgada ve eklemlerde tutulum gösteren önemli romatizmal bir hastalıktır. Genellikle erken yaşta yani 40 yaş altındaki kişilerde ortaya çıkan bir bel ağrısı şeklinde görülür. Zamanla yavaş yavaş artan bir ağrı olarak görülür. Bu rahatsızlıkta genel olarak eklem hareketi artığında ağrı azalırken hareketsiz duruşlar da ağrı artar.
Hastalık ilerledikçe omurga hareketleri de zaman içinde kısıtlanabilir. Lupus, Romatoif artrit ve diğer romatolojik hastalıklar da sakroilyak eklemi ve omurgayı kısıtladığından ağrılara neden olabilirler.
Kireçlenme
Eklemler arasında yer alan sinovyal sıvısının azalması, hareket kaybına ve çeşitli kıkırdak hasarlarına neden olur. Romatolojik tutulumdan daha farklı olarak ileri yaşlarda görülür. Ağrı, dinlenme sonucunda azalırken, hareket ile artar.
Koksidini (Kuyruk Sokumu Ağrısı)
Koksidini, koksalji ve koksigodini gibi tıbbi isimleri bulunur. Sıkça kalça üzerine ani düşme sonucunda meydana gelen, kırıklara ve ezilmeye bağlı olarak meydana gelir. Her biri basit olan ve sürekli tekrarlayan travmalar da koksidini nedeni olabilir. Tümörler, iltihaplanma ve benzeri nedenler düşük ihtimalle kuyruk sokumu ağrısına da neden olabilir.
Dinamik röntgenler sayesinde kuyruk sokumu içinde hareket artışı yaşanıp yaşanmadığına, kırığın öne ya da arkaya doğru yer değiştirip değiştirmediğine ve spikül şeklinde de bilinen oturak bölgesinde çıkıntı oluşturup oluşturmadığına göre bir tedavi planlanır.
Genellikle özel oturma aparatlarını ve medikal tedavilere yanıt olumlu, sonuçlar başarılıdır. İyileşme süreci uzun sürebilir. İyileşme döneminde özellikle sert zeminlerde uzun süreli oturulmamalıdır.