Çıkış sendromu adıyla da bilinen torasik outlet sendromu toplumun %1 – 2‘lik kısmında görülmektedir. Kadınla bu sendromu erkeklerden 3 kat daha fazla yaşadığı için risk grubunda sayılırlar. İlaçla ya da cerrahi yöntemlerle kalıcı bir biçimde tedavi edilebildiğinden kişide hayati risk oluşturmamakta, yaşam kalitesini yalnızca bir süreliğine etkilemektedir.

Torasik Outlet (Çıkış) Sendromu Nedir?

Torasik çıkış, köprücük kemiğiyle kaburganın arasındaki boşluktur. Torasik outlet sendromu da buradaki boşluğun baskıya maruz kalması durumunda zarar görmesi durumunda oluşur. Bölgede bulunan sinirler kan damarlarını etkileyerek omuz, kol ve elde ağrıya neden olmaktadır. Beraberinde uyuşukluk hissi de görülmektedir.

Çıkış sendromu, çoğunlukla kollarını aktif olarak kullanan sporcularda görülen bir durumdur. Kaza ya da hamilelik gibi durumlarda da baskı oluşacağı için aynı semptomlar görülebilmektedir. Doğumsal gelişim farklılıkları bu bölgede hasara neden olabileceği için çıkış sendromu çok ender görülen bir durum değildir.

Torasik Outlet (Çıkış) Sendromu Nedenleri Nelerdir?

Birinci kaburga ve köprücük kemiğinin arasında atardamarlar bulunmaktadır. Kollardaki toplardamarlar, torasik çıkış bölgesindeki baskı dolayısıyla kolları harekete geçirip sinirleri olumuz bir biçimde etkiler. Kaburga ve köprücük kemiğini yakınlaştırarak damarları sıkıştıran aşağıdaki durumlarla da torasik çıkış sendromuna neden olabilir.

  • Boyun, kaburga ya da köprücük kemiğinde travma
  • Yazma, çizme, Mouse kullanma gibi el hareketleri
  • Kolları kullanarak profesyonel şekilde spor yapmak
  • Duruş bozukluğu
  • Uyku sorunları
  • Sırt bölgesine gelen darbeler
  • Bölgede tümör oluşumu
  • Genişleyen lenf düğümleri.

Torasik Outlet (Çıkış) Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Çıkış sendromunun en önemli belirtileri omuz, kol ve parmaklarda uyuşma ya da ağrı görülmesidir. Ancak bazı hastalarda daha farklı belirtiler daha farklı şiddetlerle görülebilmektedir. Bu bakımdan, aşağıda listelenen semptomların yaşanması torasik outlet sendromunun habercisi olabilmektedir.

  • Kol ve boyun kaslarında zayıflık,
  • Hareket kısıtlılığı
  • Kavramada zorlanmak
  • Kolda şişlik veya anormal kızarıklık
  • Boyun ağrısı
  • Siyanoz (cildin mavileşmesi)
  • His kaybı
  • Damarda pıhtı oluşumu

Bahsedilen semptomlar asker duruşu pozisyonunda gerçekleştiğinde torasik çıkış sendromu şüphesini güçlendirmektedir.

Tanı Yöntemleri

Hastanın öyküsünü dinleyen doktor, fizik muayene yaptığında torasik çıkış sendromundan şüphelenebilir. Ayrıca dolaşım sisteminde oluşma ihtimali olan hasarların kontrol edilmesi gerekir. Tanının doğruluğundan emin olmak içinse aşağıda yer alan tetkikler talep edebilir.

  • Bilgisayarlı tomografi (BT) taraması: Torasik çıkışın görüntülenmesini sağlayan ve teşhis koymayı kolaylaştıran radyolojik bir taramadır.
  • Manyetik rezonans görüntüleme (MR): Ödem birikimini ya da doku hasarını görüntüleyerek teşhis koymak için kullanılan görüntüleme yöntemidir.
  • Elektromiyografi (EMG): Elektrik aracılığıyla uyarılan kas liflerinin potansiyelini ölçerek sinirlerin ne kadar zarar gördüğünü gösterir.
  • Doppler ultrasonografi: Omuz ve kol bölgesindeki kan dolaşımını ve olası damar sorunlarını görüntülemek için kullanılır.
  • Anjiyogram: MR ve BT taramasında ilaç kullanılarak damarların daha net şekilde incelenmesini sağlar.
  • Arteriyografi / Venografi: Kateter aracılığıyla kol veya kasık damarlarından girilen ve görüntüleme yapılan bir tetkiktir. Damarlardaki darlıkları görüntüleyerek stent takılmasına imkan tanır.

Torasik Outlet (Çıkış) Sendromu Nasıl Tedavi Edilir?

Tüm hastalıklarda olduğu gibi torasik çıkış sendromunda erken teşhis oldukça önemlidir. Erken tanı sayesinde fizik tedavi, ilaç ve ağrı kesicilerle kişinin sağlığını yeniden kazanabilmesine yardımcı olur. Ayrıca yaşam şartlarını iyileştirmek tedaviye daha olumlu bir yanıt verilebilmesini sağlar.

Tedavilerin olumsuz sonuçlandığı hastalarda kemiklerdeki bozuklukları düzeltmek için cerrahi yöntemlere başvurulabilir. Genellikle köprücük kemiğinden ya da koltuk altından girilerek gerekli işlemler yapılır. Hastanın durumuna göre ilk kaburganın çıkarılması ya da kas ve tendonların gevşetilmesi mümkündür. Uygulanan tedavi yöntemleri güvenli olduğu için herhangi bir risk taşımamaktadır.